13 Mart 2010 Cumartesi

Gelmeyin!


Maddi problem kelimesi sözlüğümüzden çıktı.
Artık kullanılmıyor, kullanılsa da bir şey ifade etmiyor.
Hayır hayır, kimseye "lotari" falan vurmadı. Halkçı bir yönetim gelip vergileri aşağı da çekmedi.

Alıp? Anlamadım.
Haaa, yok alıp verip ekonomiye de can vermedik.
Üstadım ölüye can vermek peygamberin harcı değildir de hekimin olsun.

***

Istanbul şehrinin orta kesimleri bir yana dursun, müreffeh güney kıyıları ve hatta boğaz hattı bile suya ekmek banacak düzeye gelmiş durumda.

Hayırsever yardımları bozuk para düzeyine düşerken, kibar istanbullular çıkacakları bir akşam yemeğini bile "mütevazı bir emekli yemeğine davetliyiz" şeklinde sunmak zorunda kalıyorlar yakınlarına. Zira insanlar için en lüks şeylerden biri de kaliteli beslenmenin yanında sosyal etkinlikte bulunabilme durumu oldu.

Kadınların sizin şehirlerdekilerden pek farkı yok. Hepsinin ortak kaderi sabahları Müge Anlı' nın beyinlerinin ırzına geçmesinden ibaret.

Hiçbir şey yemeksizin ve sokak çeşmelerinden sıvı ihtiyacınızı karşılayarak (yüce Osmanlı sağolsun çeşmemiz bol) ailece bir Beşiktaş' tan Ada' yı gezip görmek yaklaşık 50 Lira. Açlıktan kan şekeriniz düşerse doktor muayenesi özelde 280, devlette 8 Lira (yüce devletlümüz sağolsun).

Ev sahibi olmak lüks. İş bulmak da keza.
Üniversite mezunları genel olarak kronik işsizlik illetinden psikopatik belirtiler gösteriyorlar. Master ya da doktora gibi ileri düzey akamedik hatalar yapanların patolojisi daha ciddi boyutlarda semptomlar doğurabiliyor.

İş sıkıntısı pek çekmeyen mesleklerin mensupları (çok şükür bunlardan biriyim) değerlerinin dörtte biri fiyatına satılıy... pardon çalışıyor, paralarını zamanında alabilmek için el-etek öpmekten kambur oluyorlar.

Deniz kirli, balık sizin kıyılardan geliyor. Tarla vb işlenebilir alan falan kalmadı. Yediğimiz her şey sizin köylerden, giydiğimiz her şey Paris ya da Milano' dan geliyor (!). Yani çoğunun adı geliyor da kendisi Merter' de üretiliyor.

Markadan bahsetmişken, "herkes bokunu kaynatıp içecek" durumda, ancak markalar sokaklarda cirit atıyor. Bu yılın modası Gucci çantanız 5 Lira' dan satılıyor. Ancak bir kötülüğü var sadece bir hafta kullanılabiliyor.

"Arabik" akım şatafatlı yaşam görüntüsü verme çabalarını tam gaz körüklerken, batılısı-doğulusu, zengini-fakiri, evlisi-dulu hem "kainatın başkenti"ne sövüp, hem de parmağa yapışan sümük gibi ayrılmıyorlar bu şehirden.

Taş ve toprak asla altın değil.

Bu söze kanıp toprağınızı bırakıp buraya gelmeye sakın kalkışmayın.

"Gelmeyin gitmeyin,
şehre ve kendinize eza vermeyin!"

"İlla geleceğiz Nelcetü'l Alem' e ya zındık" diyorsanız, tekrar keyfim olduğunda ekleyeceğim diğer yazımda, burada saadet sahibi olmanın sırlarını okuyabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder