
Kokoşluğun Brit versiyonu Lush.
Günde on yedi kez Cadde' de tur atsam da Ezgi olmasa asla dikkat etmeyeceğim (ara sokaklara değil girmek, kafamı bile çevirmem x:)) "sabuncu".
Mağazada dolaşırken "yoğun kokudan migrenim tetiklenecek" tedirginliğini üzerimden atamamışken, Ezgi' nin "ayyy Londra' daki Lush' a her gidişimde küçük küçük hediyeler verirler, sizde neden yok?" yorumu ile "akut güngörmüş sendromu"na girdim.
Baba-oğul-kutsal ruh... ve diğerleri.
İsa "the godmother" ile yıkansaydı eminim tanrının oğlu olduğuna inanabilirdiniz.
O ne koku, o ne haz.
Beş tanesi 1 TL' den satılan Fax sabunlar poşetlerinde sizleri beklerken, on katını yamuk yumuk küçük bir sabun "parçası"na veririm diyorsanız, pek asortik bir aktivite imiş şu sıralar Lush' ı gezmek.
Türkiye' de tanıtım yoksunluğu çeken bu anglosakson torunlarına bir reklam sloganı önerisi:
Leş gibi kokmayın! "Lush" gibi kokun...
:)
***
İstiklal mağazasının önünde duyduğum cümle:
"Adamlar lahanayı ezip sabun yapmışlar anaaa!"
***
Not: Ürünlerin hayvanlar üzerinde denenmemiş olduğunu belirtmek isterim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder